Tarihin kaynaklık ve içerik sunduğu alanlardan bir diğeri de, şüphesiz ki video
oyunlar. Konu bakımından sıkışan yapımcılar, toplumlarından başından
geçen önemli olayları üzerinde küçük oynamalar yaparak uzun yıllarca
önümüze sundular. Genel anlamda ele alınan konular görkemli ve
kahramansı oldukları için oyuncuların ilgisini her daim çekmeyi
başardı. Gerek eski tarih gerekse yakın tarih oyunlara uygunluk
konusunda adeta biçilmiş kaftan. Bu yüzden oyun yapımcıları tarihe çok
şey borçlular aslında. Şuanda incelemesini yapmakta olduğum Rise of the
Argonauts da tarihten buram buram beslenen yapımlardan bir tanesi.
Yunan Mitolojisi ile ilgileniyorsanız veya Titan Quest gibi oyunlardan
etkilendiyseniz Rise of the Argonauts'u da sevebilirsiniz, ama siz yine
de yazımı okuyun. Çünkü oyunda bir takım eksiklikler de bulunuyor.
Altın PostOyunumuz
Yunan Mitolojisi'nde yer etmiş Iolcus Devleti'nin kralı Jason'ın
dramatik aşk hikayesini ve devamında gerçekleşen olayları konu alıyor.
Jason genç yaşlardan beri sevdiği Alceme'yle evlenmek için görkemli bir
tören düzenlemektedir. Başta her şey yolunda giderken nereden
geldikleri bilinmeyen "Blacktongues" adlı suikastçı grup töreni birden
bire basar ve bu hengâmede Alceme'yi hedef alan zehirli bir ok Kral
Jason'un sevdiği kadının ölümüne sebep olur. Jason sevgilisinin
ölümüyle kahrolurken bir yandan da içindeki nefretle "Blacktongues"
adlı grubun tüm üyelerini yok eder. Kendini kısa sürede toplayan Jason,
Alceme'yi yeniden hayata döndürebilmek için ne yapması gerektiğini
Delphi Kahini'ne danışır ve Kahin yapması gerekenin Savaş Tanrısı Ares,
Bilgi Tanrısı Hermes ve Adalet Tanrısı Athena�nın soyundan gelen 3
kişiyi bulup ona getirmesini ister (ohoo bir ton iş!) Hızlı bir şekilde
yola koyulan Jason yanına en iyi dostu olarak saydığı Herkül'ü de
alarak büyük bir maceranın içine dalar. Günümüzde "Altın Post" olarak
da bilinen hikaye Yunan Mitolojisi'ne büyük yer etmiş önemli
hikayelerden bir tanesi. Hatta bazı kaynaklara göre Yunan okullarında
birçok noktada baz alınan hikayelerden biri.
Rota'yı Oyuna ÇeviriyoruzOyunun
ilk bölümü kontrollere alıştırma niteliğinde. Bu bölümde oyunda
kullanabileceğimiz mızrak, kılıç ve topuz gibi ana savaş aletlerini
kullanmayı, bu aletlerle yapılabilecek combo'ları öğreniyoruz.
Genellikle karşımıza çıkan bir grup düşman (sayıları 3-5 arası
değişiyor) üzerinde oyunun ana vuruş stillerini denerken, silahlar
hakkında kafamızda üç beş şey beliriyor. Evvela kılıç düşmanlarla dövüş
esnasında daha seri hareket ve vuruş yapmamıza olanak sağlıyor. Kılıç
kullanırken bir yandan fare ile vuruş yaparken bir yandan da "Space"
tuşuyla akrobatik hareketler yaparak düşmanları saf dışı
bırakabiliyoruz. Mızrak ise, kılıca göre daha çok combo olanağı sunduğu
gibi, düşmanlar üzerinde daha etkili. Klavye üzerinde değişik
kombinasyonlar uygulayarak düşmanlara mızrağı saplıyor ve kısa sürede
yere yığabiliyoruz. Son olarak topuz ise, oyunda hareketlilik
bakımından en yavaş ancak en güçlü silah. Ağırlığı ve kullanımı
yüzünden kalabalık düşmanlarla savaşırken diğer silahlara göre
avantajsız kalsa da, teke tek dövüşlerde birkaç vuruşla düşmanların
vücudunu bileşenlerine ayırıyor. Aynı zamanda düşmanların savunmada
kullandıkları kalkan ve benzeri aletleri bazen bir bazen de iki vuruşta
parçalayabiliyor. Bu yüzden kalabalık gruplara karşı mızrak, teke tek
dövüşlerde ise topuz size önerebileceğim ana taktiklerden biri. Hem
dövüş sırasında "E" tuşuyla hızlı bir şekilde silah değiştirebiliyor
olmamız bu taktiğin kullanımını daha da kolaylaştırıyor. Oyunun
genelinde kılıçla vücudu ikiye ayırmak, topuzla kafa uçurmak ya da
düşmanın göğsüne mızrağı saplamak yapabileceğimiz eğlenceli
combo'lardan. Tabi bunların yanı sıra yerde yuvarlanabilmek, dönerek
vuruş yapmak gibi haklarımız da var. Ancak combo sayıları yine de
yetersiz. En azından oyuna birkaç combo daha serpiştirerek daha
eğlenceli bir hale getirilebilirmiş. Zaten bu yüzden dövüşler bir süre
sonra yavan gelmeye başlayabiliyor. Neyse ki ilerleyen bölümlerde
kazandığımız güçler combo eksikliğini doldurmaya yetiyor.
Teknik HatalarDövüşler bu şekilde eğlenceli bir
haldeyken firmanın yaptığı teknik hatalar oyunun eğlence oranını fena
halde düşürüyor. En başta kameradan kaynaklanan problemler hem
dolaşırken hem de dövüşlerde can sıkıyor. Mesela dövüşürken fare ile
ani bir vuruş yapmak istediğinizde kamera kontrolden çıkıyor ve tüm
görüş alanınız yok oluyor. Bu da yetmezmiş gibi kameranın hassaslığı
yüzünden düzeltmesi de bir hayli zor oluyor ve tüm dövüş mekanikleri
anlamsız kalıyor. İkinci planda ise oyundaki bug'lar yer alıyor. Harita
üzerinde dolaşırken bazı alanlara gidişimiz sınırlandırılmış. Bu tür
bir yere gittiğimizde Jason sıkışıp öylece kalabiliyor. İleri-geri
gitmeye çalıştığınızda çaresiz kalabiliyorsunuz. Hatta sırf bu yüzden
önceki kaydınıza geri dönmeniz dahi gerekebiliyor. 2009 yılında dahi
böyle amatörce hatalar görmek bir hayli şaşırtıcı.
Yazının
başlarında söylediğim gibi oyunda ilerlerken yanınızda en güvendiğiniz
dostunuz Herkül bulunuyor. Ancak beklediğinizden biraz farklı. Çünkü
üzerinde ebat olarak biraz oynanmış olacak ki, neredeyse bir deve
benziyor. Hem en hem de boy olarak bir hayli orantısızca hazırlanmış.
İşte bu yüzden oldukça hantal ve çok ağır hareket ediyor. Ancak
cüssesinden kaynaklı kazandığı güçle koca bir grubu darmadağın
edebiliyor, tek başına yakaladığı bir düşmanıysa kollarının arasında
püre haline getirebiliyor. Oyunun ilerleyişine veya herhangi bir
ipucunu çözmemize yardımcı olmasa da, sıkıştığınız durumlarda onun
gücüne sığınıyoruz. Herkül'ün yanı sıra mitolojiden tanıyacağınız
Achilles ve Pan�da oyunda yer alıyor. Aslına bakarsanız oyunda birçok
kişiyle aktif halde bulunuyorsunuz. Bunların her biri de farklı yapıda
ve farklı işlevler için sizinle temas kuruyorlar. Kiminden ipucu alıyor
kimindense farklı şekillerde yardım alıyoruz ki bu noktada diyaloglar
hemen kafamıza dank ediyor. Çünkü oyunda gereğinden fazla diyalog
geçiyor. Hemen hemen her önümüze çıkan karakterle (bu karakterler her
kayıttan sonra 2 ila 5 arasında değişiyor) konuşuyoruz. Konuşmalar
gereğinden fazla diyorum çünkü bazı karakterle neredeyse geyik
muhabbeti niteliğinde işe yaramaz konuşmalara giriyoruz. Her ne kadar
konuşmaları farenin sol tuşuna basarak geçebiliyor olsak da bazen
önemli şeyleri kaçırma ihtimaliyle dinlemek zorunda kalıyoruz. Buna ek
olarak konuşmaların gidişatını da bizim belirliyor olmamız 20 saatlik
oyunun 5 saati diyalogla dolduruyor. E haliyle oyuna alışamadan diyalog
içine giriyoruz ve eğlence (her 15 dakikada bir) yarıda kalıyor.